Şizofreni, psikiyatrik hastalıklar içinde tanımlanması 17. yüzyıldan itibaren başlayan bir rahatsızlıktır. 18. yüzyıldan itibaren çeşitli tedaviler uygulanagelmiş olup halen de yeni tedaviler araştırılmaktadır.

Genel toplumda %1-2 oranında görülen şizofreni hastalığının temelinde kişinin dış dünya ve kendilik ayrımının kaybolması yer almaktadır. Çevre, sesler, görüntüler, hayaller, düşler, korkular iç içe geçmiştir. Gerçek ile hayaller, fanteziler karışmıştır.

Ortalama başlangıç yaşı 20’li yaşlar olan bu hastalık, önceki yaşlarda içe çekilme, durgunluk, çevreyle ilişkilerde azalma, yabancılaşma hissiyle kendi belli edebilir. Konuşma biçiminde, duygularını anlama ve anlatabilme yeteneğinde, kişisel bakımında bozulmalar olur. Hastalık döneminde olmadık sesler duyma, hayaller görme, duyu ve tat alma hislerinde gariplik eklenebilir. Kişi takip ediliyor, izleniyor, hakkında konuşuluyor ya da kendine veya çevresine zarar-kötülük yapılacak düşüncesine kapılabilir. Diğer insanlar tarafından bu düşünce ve algılar mantıklı şekilde çürütülmeye çalışılsa da kişi ikna olmaz ve ısrarını sürdürür. Bunların sonucunda kişide korku, sıkıntı, huzursuzluk olur, doğru algılayamadığı ve kendini korkutan dış dünyadan çekilmeye, yalnızlaşmaya başlar.

Klinik görünümlerinde toplumdan uzaklaşmış, kendi hallerinde insanlar şeklinde olsalar da, yanlış düşünce algıları nedeniyle kendilerine ve çevreye zarar veren, öfkeli, kızgın, tehlikeli de olabilirler. Toplumun bu tür insanları anlayamayışı ve bir nevi hastalıklarını agreve edici davranışlarda bulunmaları hastalığı daha da kötüleştirir.

Toplum bilincini yitirdiğimiz ve gittikçe daha çok bireyselleştiğimiz özellikle metropollerde, sokaklarda gördüğümüz-görmediğimiz ve şarapçı, garip, evsiz ya da deli olarak nitelenen bu insanların büyük çoğunluğu şizofreni hastalarından oluşmaktadır.

Hastalığın oluşumuna yönelik yapılan araştırmalarda bozuk aile yapısından, kötü şartlarda yetiştirilmeye, ailevi-genetik aktarımdan, beyin yapısının normal gelişmemesine kadar pek çok neden saptanmaktadır. Son yıllarda tedavilerdeki ilerlemelerle birlikte çok iyi sonuçlar alınabilmekle birlikte, sosyal destek ve rehabilitasyon, müzik, el işi gibi uğraşı alanları da şizofreni tedavisinde önemli yer almaktadır.